KIRKLARELİ BABAESKİ İLÇE MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

Babaeski

Marmara Bölgesi'nin Trakya kesiminde , Kırklareli'ne bağlı bir ilçe olan Babaeski'nin kuzeyinde Merkez İlçe ,batısında Lüleburgaz, güneybatısında Pehlivanköy, güneyinde Tekirdağ, doğusunda da Edirne bulunmaktadır. İlçenin toprakları Ergene Ovası'nda olup yüksek alanlar ve dağlar yok denilecek kadar azdır. İlçenin kuzeyini yükseklikleri 150 metreyi geçmeyen Istıranca Dağlarının uzantıları engebelendirmektedir. Bunlar Babaeski'nin başlıca yükseltileridir. Ergene Ovası Ergene Nehri'nin suladığı oldukça geniş bir düzlüktür.Ayrıca yükseklikleri 50-150metre arasında değişen irili ufaklı ovalar bulunmaktadır. Bütün bu ovalar ilçenin tarım alanlarını oluşturmaktadır. İlçe topraklarını Ergene Deresi'nin bir bölümü sulamaktadır. Bunların dışında Kavak Deresi ile Şeytan Çayı da bulunmaktadır
Babaeski

İl merkezine 37 km uzaklıktaki ilçenin yüzölçümü 652 km2 olup toplam nüfusu 50.525'tir. İlçe'nin ekonomisi tarım , hayvancılık ve sanayiye dayalıdır. Yetiştirilen başlıca tarımsal ürünler ; buğday, ayçiçeği,mısır, yulaf, şeker pancarıdır. Erik ve üzüm başta olmak üzere çeşitli meyve ve sebze üretilmektedir. Hayvancılıkta sığır ve koyun üretilmekte olup, arıcılık ta yapılmaktadır. Hayvancılığa dayalı süt ürünleri ve yem tesisleri bulunmaktadır.

Babaeski´nin Tarihçesi

M.Ö 1200' lerde Balkanlardan gelen Traklar burada yaşadıkları sürece kente Burtizo demişlerdir. Roma döneminde Bulgaraphyon adıyla anılan yöre tarihsel Roma yollarından birinin üzerinde yer aldığı için önemli bir merkez olmuştur.Babaeski Osmanlı döneminde Baba-yı Atik adını almıştır. Cumhuriyetten sonra Babaeski olarak kullanılmaktadır.

Nazif Karaçam kitaplarında Babaeski'nin fethi ile ilgili "İlçenin Türklerin eline geçmesi 1359 yılında 1. Murat zamanındadır.Osmanlı İmparatorluğu'na katılması ile ismi Balaban Ağa tarafından Baba ? yı Atik konmuştur."diyor.

Babaeski adının nerden geldiğine dair rivayet şöyledir. "Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u fethettiği için Edirne'den İstanbul'a yol alırken Babaeski'ye gelmiş.Bu sırada Eski Camii (Fatih Camii)'nin önünde gördüğü yaşlı adama beldenin ne zaman kurulduğunu sorar. Yaşlı adam "Eskidir .... Eski ...." Diye yanıt verince , Fatih Sultan Mehmet bu sefer adamın yaşını sorar. Fatih Sultan Mehmet'in bu kez aldığı yanıt ise Baba.....eski" olmuş .Bundan sonra da ilçenin adı Babaeski olarak kalmıştır.

Evliya Çelebi Seyahatname'sinde Babaeski'yi şöyle anlatır. (1651 yılında Edirne yönünden yanında Abaza Melek Ahmet Paşa ile birlikte geçmiştir. ) :
Mudyanoğlu Yanko zamanından beri mamur bir kalesi olan büyük bir şehir idi. Sonra Sırp , Bulgar ve Hersekliler birleşip İstanbul'u harap etmeye giderken , bu şehri de harap ettiler. Sonra Sarı Saltuk Bey Pravadi yakınında vefat ettiğinde , eski vasiyeti üzerine cenazesi yedi adet tabuta konarak her biri bir tarafa götürülürken Edirne Kralı da bu adam bizdendir diye Saltuk'un naşını getirip bu Babaeski'de gömdürür. İste buna dayanarak kasabaya Babaeski demişler. O şeref ile günden güne gelişmektedir. Vize sancağı hudutlarında , halkı bütün vergilerden muaf ve müsellem , yüz elli akçalık kazadır.Bin altmış adet bağ ve bahçeli , baştanbaşa kızıl kiremitle örtülü alçaklı yüksekli kagir binaları vardır.

Şehrin doğu girişinde ve kenarında Ali Paşa Camii ; Süleyman Han Vezirlerinden Semiz Ali Paşa adı ile şöhret bulmuş tedbirli bir vezir yaptırmıştır. Padişah camileri derecesindedir. İstanbul'da Topkapısı dahilindeki Ahmet Paşa Camiine benzer . Amma bu ondan geniş , aydınlık , süslü ve mükemmel seyre değer bir binadır. Medrese, han, imaret ve bu dükkanların hepsi bu Ali Paşa'nın hayır eseridir. Camiin kubbesi göğe baş uzatmış olduğundan , bir konaklık yerden kurşunları mavi deniz gibi dalgalanır. Bu da Koca Mimar Sinan'ın eseridir. Burada dahi sanatını gösterip öyle yüksek bir minare yaptırmıştır ki sanki Rüstem Paşa Camiinin minaresidir. Ondan sonra çarşının iç yüzünde Ftih Sultan Mehmet Han Camii de faydalı küçük eski bir camiidir. Amma cemaati kalabalık olduğundan ayrı bir ruhaniyeti vardır. İçi ve dışı o kadar süslü değildir . Tek şerefeli yüksek bir minaresi olup oldukça tamire muhtaçtır. 
Bunlardan başka yedi mescit , yedi çocuk mektebi, yedi han, yüz kadar dükkan, bir aşevi, bir hamam , üç tekke ve çarşı içinde hayat suyu akan bir çeşmesi vardır.

Bu çeşmenin tarihi: 
Hatif- i garb didi tarihini, Çeşme- i selsebil ab- hayat .sene 932 
Bu kasabadan geçen Ergene nehrinin kolu üzerinde Çoban Deli Kasım Ağa'nın yaptırdığı yedi gözlü büyük bir köprü vardır. Bu kol Istranca dağlarından birikip Ergene ile beraber Koca Murat Han'ın yetmiş dört gözlü Ergene Köprüsü altından geçerek Meriç'e karışır. Bu Çoban Deli Kasım Ağa bu köprü yerinde koyun güderken Cenab ? ı Hak kendisine Müslümanlığı nasip edip zamanla Dergah ?ı Ali yeniçeri ocağında kulkethüdası olur. Sonra Sultan Dördüncü Murat Han tarafından hapsolunca "Ahdim olsun , bu girdaptan kurtulursam koyun güttüğüm yere bir köprü yaptırayım " der. Kurtulduktan sonra da ahdini yerine getirip Dörtyüz Rum Kesesi sarf ederek , bu büyük köprüyü yaptırmıştır. , amma doğrusu binde bir görünen cinsten büyük bir köprü olup , tumturaklı kemeri sanki Samanyolu gibidir.

Simahi'nin yazdığı tarih: 
Cenab- ı Hazret Sultan Murad-ı Cemazamet
Muradı üzre idi sayesin Huda Memdud 
Simahi canıma hafiften irdi bu tarih 
Ola bu cisr karin-i kabul-i Rabb- i vedud . sene 1034

19. yy. da Edirne Vilayeti Kırkkilise (Kırklareli) sancağına bağlı bir kaza idi. Babaeski 1912 yılında Bulgarların , 1919'da da Yunanlıların işgaline uğramıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında Türk askeri kuvvetlerinin toplanma yerlerinden olan Babaeski'de Trakya Paşaeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti kurulmuştur. Kurtuluş Savaşı sırasında 9 Kasım 1922'de işgalden kurtarılmıştır. Cumhuriyet'in ilanından sonra 1924'te Kırklareli iline bağlı ilçe konumuna getirilmiştir. 
İlçemizde günümüze kadar gelebilen tarihi eserler arasında, Cedit Ali Paşa Camii; Kanuni Sultan Süleyman Döneminde 1555 yılında Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Edirnede'deki Selimiye Camiinin küçük bir modeli olup , Balkan Savaşında Bulgarlar tarafından yakılmış ve sonra yeniden yaptırılmıştır. Halen ibadete açıktır.

·         Fatih Camii; Fatih Sultan Mehmet Döneminde 1467 yılında yaptırılmıştır.Moloz taş , dört duvardan ibaret olan bu camiin son cemaat kısmı ahşap üzeri kiremit örtülüdür. Minaresi yıkılmış olup , sonradan şerefeden yukarısı ahşap olarak yapılmıştır. İç kapı üzerinde taşa hak edilen iki satırlık bir inşa kitabesi mevcuttur. Halen ibadete açıktır.

·         Babaeski (Mimar Sinan Taşköprü) Köprüsü; 4. Murat döneminde1663 yılında yapılmış olup, halen D- 100 Uluslar arası karayolu üzerinde trafiğe açıktır.

·         Sinanlı Köprüsü; Alpullu'da bulunan köprü 16. yüzyılda Mimar Sinan tarafından yaptırılmıştır.

·         Hamam; Halen şehir hamamı olarak kullanılmakta olan bina tek kubbeli klasik tiptedir. Üstü çatı , dış kısmı çimento ile sıvanmış , mermer döşeli ve orjinaldir.

·         Dördüzlü Çeşme; 17. yüzyılda dört cepheli ve kubbeli bir meydan çeşmesidir.

·         Belediye Çeşmesi; Kare kaide üzerinde prizma şeklinde olup, 3,5 m yüksekliğinde , üzeri kubbe gibi köfeki taşı ile yapılmış , dört cepheli bir meydan çeşmesidir.

·         Alpullu Şeker Fabrikası Kompleksi ; Babaeski Alpullu kasabasında Alpullu Tren istasyonu yanında yer almaktadır.1926 tarihinde üretime başlayan fabrika ile birlikte tüm sosyal tesisler, kentsel sit alanı olarak koruma altına alınmıştır.

İlçemizde Özel Günler ve Bayramlar

Kurtuluş Bayramı; Babaeski'nin düşman işgalinden kurtuluş günü 9 Kasım 1922 "Kurtuluş Bayramı " olarak ilan edilmiş olup her yıl bu bayram büyük bir halk katılımı ile coskuyla kutlanmaktadır. Babaeski'den Kurtuluş Savaşında 5 kişi Şehit olmuştur.

Hıdrellez (Kakava )Şenlikleri ; Bir çok bölgede olduğu gibi 22 Mart tarihine rastlayan baharın başlangıcı kutlamaları ile 6 Mayıs tarihine rastlayan Hıdrellez (Kakava) Şenlikleri ilçemizde de ; piknik yerlerine gidilerek coşkulu bir şekilde kutlanmaktadır.

Tarım Festivali; 1971 yılında o günün Belediye Başkanı Gündüz ONAT'ın girişimleriyle belediyenin önderliğinde ilçede bulunan ; tarım ve eğitim kuruluşları , dernek , oda basın yayın organları, sanayici ve esnaf temsilcilerinin katılımları ile gerçekleştirilen çalışmalar sınunda ; belediyenin himayesinde "KARPUZ FESTİVALİ" adı altında yapılması kararlaştırılan bu organizasyon 35 yıldır aralıksız yapılagelmektedir. Festival sayesinde İlçeden Avrupa'ya ilk kez karpuz ihracı yapıldı ve iç piyasa tarım ürünleri konusunda Babaeski'ye yöneldi. Kültür değerlerimiz yaşatılır, halkın spor ve sanat özlemi giderilirken ; gerek üretici kesim , gerekse ticari uğraşta bulunanlar önemli kazanımlar elde etti.

Sonraki yıllarda "TARIM FESTİVALİ " adını alan ve doğrudan belediyenin uhdesinde geçen organizasyonun gerçekleşmesinde Teknik Tarım Teşkilatının işbirliği süregeldi.

Hacı Hasan Mahallesi Atatürk Caddesi No 30 Babaeski/KIRKLARELİ - 0 288 512 11 07

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.